Kemerleri sımsıkı bağlayın, hava ve su vergisi geliyor!

Yandaş işadamlarının vergi borçları silinip çekirdek parası mesabesine indirilirken, Karbon Ayak İzi Vergisi de geliyor. Havayı soluyan her vatandaş o vergiye ödeyecek. Ödediğini fark etmeyecek bile. Su faturasında, elektrik aboneliğinde, uçak biletinde, akaryakıt pompasında peşin tahsil edilecek hava vergisi, su vergisi.

TURHAN BOZKURT 09 Haziran 2024 HABER ANALİZ

Döviz kurunu tutmak için Londra Limanı’na yanaşmış tefecilere bir nevi kur korumalı mevduat (KKM) garantisi veren Mehmet Şimşek, Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğunda bir yılı geride bıraktı.

Türkiye ekonomisi 2023 yılının haziran ayına kıyasla çok daha derine batmış vaziyette. İflasın faturası da akla ziyan vergilerle sesi soluğu çıkmayanlara kesiliyor. Hava ve su vergisi geliyor.

Nureddin Nebati’den devraldığı gün resmî enflasyon (TÜFE) yüzde 39 seviyesinde idi. Mayıs sonu itibarıyla resmî enflasyon yüzde 75. Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre, TÜFE yüzde 120 arttı.

DOLAYLI VERGİLERİ İLE İFLASIN BEDELİ YİNE MUTSUZ ÇOĞUNLUĞA

Dolar 18 TL’den 32,35 TL’ye, euro 20 TL’den 35 TL’ye fırladı. “Kur artmasın” diye Merkez Bankası’nın politika faizi yüzde 8,50’den yüzde 50’ye çıkarıldı. 12 ay içinde ödenecek dış borç tutarı 225 milyar dolardan 261 milyar dolara çıktı.

Şimşek kendisine yıldızlı pekiyi karnesini verse de sokakta, çarşıda, pazarda, tarlada, sanayide yüzü gülen kimse yok. Halkın Şimşek’e verdiği karnede bütün derslerin karşısında kocaman sıfır (0) yazıyor.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) millî gelirin yüzde 50’sini altın tepside takdim ettiği 17 milyon haricinde kalan 68 milyon hayat pahalılığının paletleri altında inliyor.

Şimşek bütçede 3 trilyon TL’ye yaklaşan açığı kapatmak için yine dolaylı vergiler ile orta ve dar gelirlinin cebine el uzatıyor.

Ekonomik kriz ile boğuşan Arjantin’i bile geride bırakarak, yüzde 50 faize ilaveten döviz kurunu sabit tutup yabancıya çifte kavrulmuş kazanç teminatı veren Şimşek rasyonel görünümlü irrasyonel adımlarla herkesi oyalıyor.


 

Tek icraatı “Düşük faizle borç al, gel Türkiye’de yüzde 50 faiz sayesinde paranı katla!” demekten ibaret. Şimşek acısı katmerli çıkacak bir mekanizma ile kısa vadede döviz kurunu kısa vadede 32 TL civarında tutabilir.

Dünyanın en yüksek faizini öderken gelenlere bir de döviz artmayacak garantisi vermek alenen servet transferidir.

YÜKSEK FAİZ BORCU ARTIRACAK, SONRA…

Ancak yüksek faiz oranları ile borçlanarak döviz rezervlerini artırmak, aslında borcun maliyetini artırır ve ülkenin uzun vadeli mali yapısını daha kırılgan hâle getirir. Bakınız 2001 Krizi…

Şimşek’in “carry trade” illüzyonunun borca batık bir firmanın yüzde 50 faiz mukabilinde dolar borcu alıp “Borcu sıfırladım. Hatta kasamda döviz fazlası var.” demesinden hiç farkı yok!

Susamış bir ekonomiye deniz suyu ile teskin etmek ne kadar mümkünse Şimşek’in carry trade manevrası o kadar etkili olacaktır.

Döviz rezervleri artıya geçtiğini belirtirken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in son mesajı Saray’ı tedirgin etti.

Şimşek’in batıdan para bulmak için attığı adımları takip ettiğini ima eden Putin, “Türkiye’nin ekonomi yönetimi son zamanlarda Batılı finans kuruluşlarından kredi, yatırım ve hibe almaya odaklanıyor.” dedi.

Putin, “Bu muhtemelen kötü bir şey değil. Ancak eğer bu Rusya ile ticarî ve ekonomik ilişkilerin kısıtlanmasından kaynaklanıyorsa, o zaman Türkiye ekonomisinin kazancından çok kaybı olacaktır.” diyerek, bir hesap bakiyesini hatırlattı.

Rusya’nın enerji devi Gazprom, Boru Hatları İle Petrol Taşıma Anonim Şirketi’nin (BOTAŞ) 25 milyar dolarlık borcunu tahsil etmeye karar verse Şimşek’in geçici olarak artıya geçen döviz rezervlerinin yerinde yeller eser.

Putin ile nükleer santralden S-400 Hava Savunma Sistemi’ne varıncaya kadar farklı başlıklarda geri dönüşü olmayan bir yola giren AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şimşek’e sıcak para bulacak kadar hareket imkânı tanıyor.

Avrupa Birliği ya da ABD ile kalıcı bir yakınlaşmak gibi bir düşünce aklının ucundan geçmiyor. 15-20 milyar doların hatırına Batı’yı fazla diline dolamıyor, o kadar.

Anayasayı değiştirip yeniden aday olup seçilmek için bütün düğmelere basmaya devam edecek.

KASA BOMBOŞ, HAVA VE SU VERGİLERİ GELİYOR

Türkiye ekonomisinin acı hakikati havuzun dibinin delik olmasıdır. Devletin iki yakası bir araya gelmiyor. Rüşvet, yolsuzluk ve nepotizm gibi bir devlet için en ölümcül hastalıklar bünyeyi sarmışsa hastayı “yumuşama” adımları ile kurtarmak mümkün değildir.

Hâl böyle iken Şimşek akşam yatıp sabah yeni vergi fikirleri ile uyanıyor. Şirketler zarar etse de asgari yüzde 15 oranında Kurumlar Vergisi ödeyecek.

Atıl vaziyetteki meskenlerden vergi alınacak. Konut 5 yıl sonra satıldığında vergiden muaf tutuluyordu. Artık o muafiyet de kalkıyor. Bir evi olan ve nakite sıkıştığında satan orta ve dar gelirli en az yüzde 20 Gelir Vergisi ödeyecek.

Yandaş işadamlarının vergi borçları silinip çekirdek parası mesabesine indirilirken, Karbon Ayak İzi Vergisi de geliyor.

Havayı soluyan her vatandaş o vergiye ödeyecek. Ödediğini fark etmeyecek bile. Su faturasında, elektrik aboneliğinde, uçak biletinde ve akaryakıt pompasında peşin tahsil edilecek hava vergisi, su vergisi.

Vatandaşın cebinden havayı kirlettin diye para çıktıktan sonra resmî ibarenin ne olacağının ehemmiyeti var mı?

BORSA’YA VERGİ: YATIRIMCIYI YASTIK ALTINA YÖNELECEK

Şimşek’in vergileri TL mevduat ve Borsa İstanbul yatırımcısını da vuracak. BİST’te işlem başına yüzde 0,20 oranında vergi, likiditeyi kurutabilir ve yatırımcı güvenini sarsabilir.

Şimşek’in hazırladığı taslak teklifte değişikliğe gidilmezse kripto paralar için işlem vergisi yüzde 0,40 olacak.

Borsaya işlem vergisi ve karbon ayak izinden vergi gibi yeni vergiler hâlihazırda BİST’te yüzde 30 civarındaki yabancı yatırımcı payının daha da azalmasına sebep olacak.

TL mevduatta ve yabancı para fonlarında yüzde 7,50’ye çıkarılan Gelir Vergisi tevkifatı (Stopaj) muhtemelen 1 Ağustos’ta yüzde 15’e çıkarılacak.

TL’den kaçan yatırımcılar, döviz ve altın gibi güvenli limanlara yönelebilir. Carry trade ile suni teneffüs yapılan TL’de değer kaybı hızlanacak ve enflasyon yüksek seyrecek.

MAAŞLARI ÖDEMEK İÇİN YÜZDE 50 FAİZLE BORÇ

Yüksek enflasyon ile birleşen cari açık TL’nin devalüasyon riskini artırır. Ani bir devalüasyon, ekonomik şoklara ve geniş çaplı malî krizlere yol açabilir.

Malî disiplin, hukukun üstünlüğü veya yatırım ortamının iyileştirilmesi gibi alanlarda reformlar faslına hiç girmeyeceğim. Erdoğan o defteri halkın anayasa değişikliğine onay verdiği 2017 yılında kapattı.

Hazine haziran-temmuz-ağustos döneminde 660 milyar TL borç temin edecek. Aynı dönemde 310 milyar TL borç ödenecek. Bir Hazine yüksek faiz ile niye borçlanır? Memur ve emekli maaşlarını ödemek için…

16 milyona yaklaşan emekli sayısı iki yıl içinde 18 milyonu aşacak. En düşük emekli aylığı temmuzda da 10 bin TL’de kalacak. “Kriz yok!” diyenler emekli maaşı krizinin vahametini bilmiyor.

Sadece bu sene Hazine garantili projeler için 166 milyar TL yandaşa aktarılacak. Maarif Vakfı’na Millî Eğitim Bakanlığı’na tahsisatından 5,7 milyar TL Maarif Vakfı’na gidecek.

Memurun servisi, kamuda fazla mesai ücreti ve öğretmenler odasındaki poşet çay tenkisatı gibi tasarruf maddelerini alt alta yazın. Toplam 10 milyar TL etmez.

Yandaş işadamlarının kasasına bağlanmış hortumları kesmeden tasarruf tedbiri imiş, rasyonel politika imiş…

Hepsine gülüp, geçmeyin! Biraz düşünün!

Yeni vergiler geliyor, kemerleri bağlayın!

—————————————

İletişim için:

https://www.youtube.com/turhanbozkurt

Twitter: @turhanbozkurTV

https://www.facebook.com/TurhanBozkurt/

e-posta: [email protected]

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com