Sincan Kadın Cezaevi yönetimi, bu kadar mı acizsiniz?

Cezaevi yönetimi tekerlekli sandalyeye mahkum tutuklu KHK'lı F.C.'nin koğuş arkadaşlarına "Aranızdan bir kişi gönüllü olsun F.C.'ye baksın. Yok gönüllü çıkmazsa mecburen bir kişiyi seçip ikinizi aynı koğuşa koyacağız." demiş. Adalet Bakanı'na soruyorum. Bu kadar mı acizsiniz?

SEVİNÇ ÖZARSLAN 08 Temmuz 2024 YAZARLAR

Bu kaçıncısı artık bilmiyorum.

Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde bir aydır inanılmaz bir insanlık dramı yaşanıyor.

Çocukluğunda geçirdiği bir hastalık nedeniyle tekerlekli sandalyeye ‘mahkum’ olan bir hükümlü var.

KHK’lı bir memur. Adı F.C.

Gülen cemaatine üye olduğu gerekçesiyle verilen hapis cezası Yargıtay tarafından onandığı için geçen ayın başında tutuklandı.

Oysa kişisel ihtiyaçlarını bile başkasının yardımı olmadan gideremiyor F.C.

Bu haldeyken tutuklu olması yetmiyormiş gibi bir de cezaevi yönetimi F.C.’nin bakımıyla ilgili diğer mahpuslara baskı uyguluyor, dayatmada bulunuyor. Evet baskı ve dayatma.

Sincan Cezaevinin müdürleri, bu haldeki bir kadının bakımına nasıl çözüm bulmuş biliyor musunuz?

F.C.’nin koğuş arkadaşlarına “Aranızdan bir kişi gönüllü olsun F.C.’ye baksın. Yok gönüllü çıkmazsa mecburen bir kişiyi seçip ikinizi aynı koğuşa koyacağız.” demişler.

Şu saçmalığa, aymazlığa, hukuksuzluğa bakar mısınız?

Eminim ki tutuklu diğer KHK’lılar o kadını yalnız bırakmaz, yardımcı olurlar…

Ama.

Hasta bir insan, bırakın koğuş arkadaşlarını ailesine bile yük olmak istemez.

O kadar çok örneğini gördük ki. Bu durumun psikolojisi çok ağır.

Hal böyleyken.

F.C. koğuşta hayatında ilk defa karşılaştığı insanların yardımıyla yaşamaya mecbur bırakılıyor.

Öğrendiğime göre F.C.’nin tedavisi aksamış. Morali bozuk, sinirleri de oldukça gergin.

Hasta tutuklular için yapılan R (Rehabilitasyon) tipi cezaevlerinde de durum farklı değil.

Muhtemelen bir süre sonra F.C.’yi Menemen’deki R Tipi Cezaevine gönderecekler.

Fakat orada da değişen bir şey olmayacak.

Ya kendisi gibi hasta biriyle aynı koğuşu paylaşacak ya da yalnızlığa terk edilecek.

Eline de bir buton verecekler, ‘Acil bir durum olursa buna bas’ diyecekler.

Biliyorum çünkü, halen Menemen’de tutuklu olan KHK’lı öğretmen Şerife Sulukan o butona basamayıp epilepsi krizine girdi. Eğer yanında başka bir mahpus olmasaydı, belki de şu an hayatta olmayacaktı.

Hal böyleyken Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, seminer seminer gezip hukuk fakültesinden yeni mezun olmuş öğrencilere ‘Türkiye’deki yargının ne kadar bağımsız ve adil olduğundan’ dem vurup duruyor.

Oysa tüm kamuoyu araştırmalarında…

Türkiye’nin en önemli sorunları sıralamasında ‘adalet’, ekonomiden sonra ikinci sırada geliyor.

Sürekli yargı paketi çıkarıp duruyorlar. 9.’su geçen hafta Meclis’ten geçti.

Bir ülkede adalet varsa bu kadar yargı paketlerine neden ihtiyaç duyulur onu da anlamış değilim.

Üstelik bu paketlerin hiçbirinde KHK’lıların adalet taleplerine yer vermediler.

Bu nedenle.

Hasta bir kadını en temel ihtiyaçları için, koğuş arkadaşlarına mecbur bırakanlara…

Cezaevi yönetimine ve tüm yönetenlere, en başta da Adalet Bakanı’na soruyoruz.

Tekerlekli sandalyedeki tutuklu bir kadının bakımını yaptırmaktan aciz misiniz?

 

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com