Batı ile Çin arasındaki elektrikli araç savaşı kızıştı

Batı'da Çin'den gelen elektrikli araçlara karşı endişenin bir nedeni de güvenlik ve istihbaratla ilgili. Çipler, sensörler ve kameralarla dolu elektrikli araçları istihbarat toplamak için kullanmak her zaman mümkün. Çin hükümeti de kendi ülkesinde üretilen Tesla'ların bile bazı devlet mülklerine girişini yasaklamış durumda…

ÖMER MURAT 12 Haziran 2024 HABER ANALİZ

Avrupa Birliği bugün Avrupa’daki üreticileri haksız rekabetten korumak için Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara yüzde 38’e varan oranlarda gümrük vergisi uygulayacağını duyurdu. Daha geçen ay ABD de Çinli elektrikli araçlar için gümrük vergisini dört kat arttırarak yüzde 100’e çıkarmıştı. Bu gelişme Batı ile Çin arasında ekonomik alandaki gerilimin giderek tırmandığını gösteriyor.

Batılı otomobil şirketleri özellikle elektrikli araç üretiminde Çinli şirketlerle rekabet etmekte zorlanıyor. Hatta pek çok uzmana göre bu yarışta “havlu atmak” üzereler… Çin’in elektrikli araçları daha teknolojik, fiyakalı ve en önemlisi ucuz… Öyle ki Çin’in Batı’da çok daha fazla elektrikli otomobil satabileceği, ama nakliye gemilerinin buna yetmediği belirtiliyor.

Dünyada elektrikli otomobil pazarında Çin’den sonra ikinci sırada Avrupa yer alıyor. Avrupa’da otomobil endüstrisi yaklaşık 13 milyon kişiye istihdam sağlıyor. Çin Avrupa’ya 2020’de 1,6 milyar dolarlık elektrikli otomobil ihraç etmişti, bu rakam kısa süre içerisinde yedi kattan fazla artarak şimdi 11,5 milyar dolara ulaştı. Avrupa’ya ithal edilen tüm elektrikli araçların yaklaşık yüzde 37’si Çin’den geliyor, fakat bunların arasında Tesla, BMW ve Renault’nun sahibi olduğu Dacia’nın ürettiği araçlar da var. Sadece Çinli markalar Avrupa elektrikli araç pazarının yüzde 19’unu oluşturuyor.

Çin’de Jiangsu eyaletinin Suzhou kentindeki Taicang Limanı’nda bir gemiye ihraç edilmek üzere elektrikli otomobiller yükleniyor

Beş yıl önceye kadar Çin’in ihracatı, o zamanlar dünyanın en büyük otomobil ihracatçısı olan Japonya’nın dörtte biri oranındaydı. Çin şu an itibariyle Japonya’dan daha fazla otomobil ihraç eder konuma yükselerek 2023’te toplamda 5 milyondan fazla araç ihracatı gerçekleştirdi. Geçen yılın son çeyreğinde Çin’in en büyük elektrikli otomobil üreticisi BYD, yarım milyon araç satarak Amerikan otomobil devi Tesla’yı geride bıraktı. Çin’in bu yükselişini sürdürerek 2030’a kadar küresel pazardaki payını ikiye katlayacağı tahmin ediliyor. Batılı önde gelen otomobil şirketlerinin piyasa hakimiyeti büyük bir tehdit altında…

Bu durumun Çin’in Batı’da yeni bir sanayisizleşme dalgasına yol açmasından endişe ediliyor. Çin’in 1990’lı yıllardan itibaren küresel ticarete entegre olarak, ürettiği ucuz malları Batılı ülkelere göndermesi sürecinde işini kaybeden Amerikalı işçi sayısının yaklaşık bir milyonu bulduğu hesaplanıyor. Bazı uzmanlara göre Amerikan alt sınıflarının yönetici elite yönelik öfke duyarak Donald Trump gibi bir popülist figüre yönelmesine neden olan kritik etkenlerden biri bu gelişme…

Avrupa Birliği’nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu, geçen Ekim ayında Çin devletinin elektrikli otomobil üretimini etkin bir şekilde sübvanse edip etmediğini ve bunları Avrupalı rakiplerinin altında fiyatlarla Avrupa’ya gönderip göndermediğini belirlemek için soruşturma başlatmıştı. Komisyonun bugünkü açıklamasında bu soruşturmanın Çin’deki elektrikli araç tedarik zincirinin devlet sübvansiyonlarından büyük ölçüde yararlandığını gösterdiği ve “yapay olarak düşük fiyatlarla sübvanse edilen” Çin araba ihracatının bu nedenle “AB endüstrisine açıkça öngörülebilir ve yakın bir tehdit oluşturduğu” belirtiliyor.

AB’nin bu hamlesinden önce Çin hükümeti, misilleme olarak Avrupa’dan ithal edilen benzinli otomobillere, tarım ve havacılık ürünlerine uygulanan gümrük vergilerini artırabileceği uyarısında bulunmuştu. Çin halihazırda Avrupa menşeli tüm elektrikli araçlara yüzde 15 oranında vergi uyguluyor.

Diğer yandan Çinli üreticiler, yüksek gümrük duvarlarını aşabilmek için bir süreden beri üretimlerini Avrupa’ya kaydırma planları yapıyor. 2030 yılına kadar Avrupa’nın en büyük elektrikli araç üreticisi olmayı hedeflediğini duyuran BYD kıtada ilk montaj tesisini Macaristan’da kurmaya karar verdi. Şirket, Avrupa’da başka bir ülkede ikinci bir fabrika kurmanın çalışmalarını da yürütüyor. Bir diğer Çinli oto üreticisi Chery, geçtiğimiz ay İspanyol EV Motors şirketi ile müştereken Barselona yakınlarında bir fabrika açacağını duyurdu.

Batı’daki bir başka endişe kaynağı ise güvenlik ve istihbaratla ilgili. Bunun iki boyutu var. İlki elektrikli otomobiller için üretilen bataryaların ileride başka alanlarda da önem kazanması bekleniyor, bu alanda iyice Çin’e bağımlı hale gelmenin savunma sektöründe risklere yol açacağı belirtiliyor. İkincisi ise çipler, sensörler ve kameralarla dolu elektrikli araçların istihbarat toplamak için gözetleme amacıyla kullanılması da her zaman mümkün ve muhtemel. Örneğin Çin’in kendisi, yerel olarak üretilen Tesla’ların bile bazı devlet mülklerine girişini yasaklamış durumda…

Çin hükümeti hemen, AB’nin bugün attığı adıma misilleme yapacağını, alttan almayacağı mesajı verdi. Çin Ticaret Bakanlığı sözcüsü He Yadong, Avrupa’nın yeni koyduğu gümrük vergilerini “olgusal ve yasal dayanaktan” yoksun olarak nitelendirdiklerini ve bunun “ekonomik ve ticari meselelerin silah haline getirilmesi” anlamına geldiğini söyledi. Yadong ayrıca şu uyarıda bulundu: “Bu, Çin ve Avrupalı liderlerin işbirliğinin güçlendirilmesi konusunda vardıkları mutabakatla uyumlu değildir ve Çin ile Avrupa arasındaki ikili ekonomik ve ticari işbirliği atmosferini etkileyecektir.”

Şimdi Çin’in yapacağı misilleme fiyatları yükselteceğinden ilk etapta elektrikli araçlara yönelik talebin düşmesi bekleniyor. Ama pek çok uzman elektrikli otomobillere geçiş sürecinin ve Çinli markaların yükselişinin durmayacağına, bu tür gümrük vergilerinin bu süreci ancak birkaç yıl geciktirebileceğine inanıyor.


 

Bugüne kadar Batı ile Çin arasındaki ekonomi ve ticaret alanında gerilimi giderek artan yaşanan kapışmanın siyâsî, hatta askerî sonuçlar üretmesinin kaçınılmaz olduğunu ele alan pek çok yazı kaleme aldım. Tarihte büyük gücün, ekonomik açıdan yükselen gücü bastırmaya teşebbüs etmesi daima dünya çapında savaşları tetiklemiştir. Örneğin 18. yüzyılda Fransa’nın yükselen İngiltere’yi bastırmaya çalışması Yedi Yıl Savaşları’nın (ki, 1914-18 savaşından önce “Dünya Savaşı” denildiğinde kastedilen bu harptir), İngiltere’nin yükselen Almanya’yı önleme girişimi I. Dünya Savaşının görünür nedenlerin gerisinde yatan temel sebebidir. Elektrikli otomobil ve mikroçip üretimi gibi alanlarda tarafların uzlaşmaya varamayıp gümrük duvarlarını yükseltmesi veya satış yasakları koyması gibi gelişmeler benzer bir dinamiğin bugün de yaşanma ihtimalinin hafife alınmaması gerektiğini ortaya koymaktadır.

  • Ömer Murat, Dış Politika ve Siyaset Uzmanı, Eski Diplomat

 

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com